Kayıtlar

Kasım, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hissim ve İstanbul

gecenin seyrinde Hissim ve İstanbul, ruhum derin uykusunda, üstünde mütessir ben. Sanki elim bir manzarayı, mânâ arar gibi izliyoruz. Sabahın huzurunda ehli elem bab-ı hüzne gidiyor elzem bilek, tutulmak için güç arıyor. ve vakte yolculuk, ayanı-nur bakıyor bizse gelmeyecek günlere... M. Selman Özkul 21 Mart 2018

Gölgeler

Aslında  ruhum mücerred beni ben yapan hırçın gölgeler. Mahi muhafaza edilirken, beni benden koparan da hırçın  gölgeler, Mürekkebimden dökülen kelimelerde, ruhuma sız olur hırçın gölgeler. Ahıma dur deyince Vahıma binek olur hırçın gölgeler. M. Selman Özkul 11 Ekim 2019

Dîdâr

İşte yine birlikteyiz dağlar, ovalar Yine karşı karşıya saat yine iki ve hava yine kara Dolunayı göremiyorum Küstü de gitti mi bana Gözü yine kanlı mı mehtabın Üzmeyin onu üzmeyin Yakmışsınız yine tüm yıldızları Göktekiler yetmez mi size? Kervanlar yine yolda Kim bilir nereden gelip nereye gider Karada ararım kuzey yıldızımı İnan hala bulamadım Belki o da beni arıyordur ama eminim Bir gün buluşacağız Bir gün kavuşacağız Zamanında bir yıldızı daha söndürdüler Kahramanmaraşın ulu dağlarında Eskitilmiş yüreklerde kanar davası Tozlu raflarda faili meçhul dosyası... A. Taha Okumuş 6 Temmuz 2019 / Kahramanmaraş/Onikişubat

Vilâdet

Kum kızıllığı Buğday sarısı ve Yeşile boyanmış tepelerden Bir ceylan iner kasabaya Martılar selamlıyor beni kuşluk vakti Çatılarda dolaşıyor cambaz misali Bugün, bugün ben daha yorgunum Bugün, bugün ben daha durgunum Şerit halinde kovalıyor gökyüzünü bulutlar Ne yaptıklarını anlamam izler kalırım sadece sessizce Göğsümden göğün üstüne Bir fişek atılıyor gibi Beni bağlayan bir şey var Bir şey var göğün üstünde Hala bana yanar yeryüzündeki yıldızlar Gök aydınlandı ama sönmedi yıldızlar Seromoni eşliğinde ayaklanır mezarlar Beni mi atacaklar? Orada bir kuyu kazarlar Harabenin içinde yeşeren bir mimoza kadar canlı Kimi zaman seslenir yeşil çamlara Plaklar öfkeli, acıtan gramafona Kubbesinde sevda türküsü Anlatıyor bak hayat öyküsü Dinler durur binbir masalı Uyuyan insanlara, ölü süsü A. Taha Okumuş 3 Temmuz 2019 / Büyükada/İstanbul

Asena

Asena, asena Ahvalin nedir? Asena, asena Nerelerde kim bilir Asena, asena Hiç görmedim seni Asena, asena Ararım ama kimi? Ahali sorar yolculuk nereye Uluyan sesinin ardına giderim Bir o kadar uzaki bir o kadar yakın Dere tepe sana gelirim Asena, asena Duyar gibiyim Asena, asena Haykırırım ismini Asena, asena Geliyorum sana Asena, asena  İşte o bir ana Gönül çölünden geçip gittim Deniz, derya aşıp geçtim Kanatlanıp gökyüzüne uçtum Sana kendimi bırakarak geldim Asena, asena Göremedim seni Asena, asena Sormadın ahvalimi Asena, asena Duyamadım sesini Asena, asena Kaybolup gitti... A. Taha Okumuş 2 Temmuz 2019 / Büyükada/İstanbul

Gözü kanlı dolunay

Bu gece kan damlıyor mehtabın gözlerinden Usandı artık dünyadaki zalimlerden Hayasızca kötülük yapan toplumu görmekten Kan damlıyor mehtabın gözlerinden Işıklar sönünce örtüldüm sanma Dolunay seni gözler tüm gece boyunca Beyaz bir perdedir o, sırlı bir rüya Bir tarafı ak pak diğer yanı kara Ne görürsün ufukta, siyah bir yara Tüten bağzı ocaklar çevresinde mumlar Kaldırıp başını bak biraz gök yüzüne Dolunayın yanında beyaz yanan mumlar Saklanmış siyah şekerlerin arasına dolunay Gözü daha kanlı, yüreği daha da buruk Artık görmek istemiyor insan zilletini Vahşice, zalimce birbirine saldıran Dostundan bir parça et koparan Yamyam gibi gönülleri kemiren Nefsine düşmüş ama bunu fark etmeyen İnsanlardan saklıyor kendini, gözü kanlı dolunay Siyahın her tonu dağlar, ovalar Bu karanlıkta uçan ak martılar Sanki aynasıdır burası gökyüzünün Her yerde yıldız, gözü kanlı dolunay A. Taha Okumuş 2019 (II.Valide Hazretlerine armağandır)